5 Ocak 2020 Pazar

İzmir'deki Picasso sergisi ya da 'gösteri sanatı...'



İzmir, Arkas Sanat Merkezi'nde 18 Eylül 2019'dan beri ziyarete açık olan PICASSO sergisini nihayet izleme olanağı yarattım kendime.



5 Ocak 2020'ye dek açık kalacak diye, biraz da ağırdan almıştım ziyareti...




Sergide Picasso'nun ünlü tablolarından ziyade, ekskizlerine, kara kalem çalışmalarına ve gösteri sanatı üzerine maketlere, heykellere, kostümlere yer verilmiş.






Zaten serginin teması da "Gösteri Sanatı" (The Art of Spectacle) olarak belirlenmiş.



Sergide, Picasso'nun gösteri dünyasına ait tutkusunu ve bir dehanın sahne sanatlarına katkılarına ağırlık verilmiş. Sergi, “Picasso Méditerranée” projesi kapsamında, "Paris, Picasso Ulusal Müzesi"ndeki özel birim ile gerçekleştirilmiş.



Sergide, evrensel değer biçilen tablolardan "Matador", "Akrobat" ve "Mavi Şapkalı Kadın" eserlerinin orijinalini de görmüş olduk. 
150 BİN KİŞİ ZİYARET ETMİŞ
Arkas Sanat Merkezi Direktörü Müjde Unustası, sergiyle ilgili açıklamasında, "10 ülkeden 70 kurumun yer aldığı 'Picasso Méditerranée' projesi çerçevesinde bu sergide, ünlü sanatçının  bilinmeyen yönlerini tanıttık" diyor.
Müjde Unustası, dahi Ressam'ın "Gösteri Sanatı" sergisinin daha önce dünyanın hiçbir yerinde aynı konseptle sergilenmediğini de vurguluyor ve sergi hakkında şu bilgileri veriyor:
"Sergimiz, küçük yaşlarından itibaren Picasso'nun gösteri sanatlarıyla ilişkisini irdeliyor. Çünkü Picasso, hayatı boyunca dönem dönem sahne sanatlarının farklı yönleriyle ilgilenmiş ve o alanlarda eserler üretmiş. 
Sergide yer alan eserlerin 62'si Paris Picasso Müzesi'nden geldi ve ilk kez müzeden bu kadar çok sayıda eser bir başka ülkede, şehirde sergilendi. 

Heykel alanında da başarılı çalışmalara imza atan Picasso'nun ünlü "Boğa Başı" heykeli de sergide yer aldı.  Büyük deilgi gördü.  

Son gün itibarıyle 150 bin ziyaretçi sayısına ulaştık. Bu İzmir için bir rekor..."

BOĞA BAŞI HEYKELİ
Boğa Başı, Picasso'nun en önemli eserlerinden biri sayılıyor. 
Picasso, basit bir bisiklet selesi ve gidondan ibaret olan bu eserinin malzemelerini, bir dönem birlikte çalıştıkları eski dostu Julio Gonzalez’in 1942 yılındaki cenaze törenine katıldıktan sonra yoldaki bir çöplükten bulmuş. 

Bu heykel, kendisine 'kaynak teknikleri'ni öğreten eski dostu, büyük bir metal ustası ve heykeltıraş Gonzalez’e bir tür teşekkür ve sanatsal saygı ifadesi taşıdığı şeklinde yorumlanıyor.
Diğer yandan sanatçının bu eser ile, Marcel Duchamp’ın hazır yapım nesnelerine, özellikle de 1913 yılında ürettiği bisiklet tekerleği eserine de gönderme yaptığı sanat tarihçilerince öne sürülmektedir...


* *


PABLO PİCASSO: DAHİ, YARATICI, ÇAPKIN, ÇALIŞKAN... (1881/1973)


Genç Pablo Picasso
Pablo Picasso, 25 Ekim 1881 yılında, İspanya'nın Malaga’da, resim öğretmeni José Ruiz Blasco ile Maria Picasso kentinde doğdu. Dünyaca ünlenen soyadını annesinden aldı. Baba mesleğine duyduğu büyük ilgiyle küçük yaşta resme başladı.
1891’de La Coruna’da Güzel Sanatlar Okulu’na üstün bir başarıyla devam etti. Daha sonraları gittiği Madrit’te akademik çevrelerden yararlandı; kısa zamanda kendine özgü bir stil kazandı.
Barcelona kabarelerinin insancıl ve öncü yaşamı gelişimine büyük katkıda bulundu.
Dönemin sanat başkenti Paris’e ilk gidişi, 1900 yılının Eylül ayına rastladı, kısa bir süre, ressam arkadaşı atölyesinde kalarak Madrit’e geri döndü.
Soler’le birlikte «Arte Joven» dergisini yayınladı. Paris’e tekrar gidişinde, oradaki sanat çevresinin içine girmeyi başardı. Özellikle Coquiot ve Mark Jacop’la arkadaşlık kurdu, bir iki sene içinde, atölyesi, gelişen ve büyüyen sanatkârların buluşma merkezine dönüştü.
1905 yılında Fernande Oliver’e aşık olup, bağlandı. Barcelona, Gosol ve Lerida’ya yaptığı yolculukla, eski İspanyol heykel sanatını keşfederek, büyük ilgi duydu. Aynı tarihlerde Matisse’le tanıştı. Onun öncülüğünde, ilkel Afrika sanatının çekiciliğine kapıldı.
1906’da Braque ve Derain’le tanıştı, birlikte bir kübizm öncesi çalışmasına giriştiler. 1909 yazını, Horta de San Juan’da geçirerek kübist peyzajlar çizdi, bunları Vollard’da sergiledi.
Eserleri kısa sürede kübizm’in odak noktasını oluşturdu. Fernand Oliver’den ayrıldıktan sonra, birçok tablolarına da modellik eden Marcelle Humbert (Eva) ile arkadaşlık etti. 1912-14 yıllarında, kübist tabloları Fransa ve dışında büyük ün kazandı. Münih, Berlin ve Köln’deki uluslararası sergilerde önemli yer tuttu.
1915’te Eva’yı kaybetti. 1917’de Jean Cocteau’nun ısrarlarına dayanamayarak, Parade Balesi’nin dekorlarının yapmak üzere İtalya’ya gitti. Gezinin en önemli yanlarından biri; orada, 1918 yılının Temmuzunda evleneceği, balerin Olga Koklova’yı tanıması, diğeri ise klasik sanatın derin ve çarpıcı yönünü keşfetmesi oldu.
1923 yılında uzun süredir terkettiği heykel çalışmalarına yeniden başladı. 1935’te, Marie – Therese Walter’le yaşamaya başladı. Bu ilişkiden, Maria adını alan bir kızı oldu.
Önceki sevgilisi, Olga Koklova’dan 14 yıl önce, Paul adlı bir de oğlu olmuştu.

İSPANYA İÇ SAVAŞI
1936’da, İspanyol İç Savaşı’nın patlaması üzerine, faşist Franco'culara karşı Cumhuriyetçilerin safında yer aldı.
Guernica adlı ünlü tablosunda, iç savaşı somut olarak belgeledi. 1945’ten sonra özellikle Paris’te yaşamaya başladı ve Dora Maar’la dostluk kurdu.
Tuval üzerine yağlıboya. 349.3 x 776.6 cm.
Madrid, Nacional Centro de Arte Reina Sofia Müzesi'nde sergileniyor.  
27 Nisan 1937 tarihinde, Alman faşistlerce bombalanan Bask Bölgesi’ndeki Guernica kasabasının durumu Picasso’yu derinden etkilemiştir. Sanatçı bu olaydan sonra tamamladığı eserine Guernica adını verir. Paris’teki bir sergide Alman bir generalin Picasso’ya “Bu resmi siz mi yaptınız?” diye sorması üzerine üzerine ünlü ressam hafızalara kazınacak “Hayır, siz yaptınız.” cevabını verir.
1946-1948 yılları arasında gittiği Antibe’lerde, yaptığı kil ve seramik çalışmalarında, başarı kazandı. Yeni sevgilisi Françoise Gilot ile ilişkisinden 1947 yılında, Claude adlı bir erkek, 1949’da Paloma adlı bir kız çocuğu oldu. 1948’de Vallauris’e yerleşerek altı sene orada kaldı, bu arada Gilot’dan ayrılarak Jacqueline Roque’la ilişki kurdu. Polonya, İtalya ve İngiltere’ye yolculuk yaptı. Tablolarının daima tükenmez bir gençlik hırsı ve heyecanıyla çizmeye devam etti.
8 Nisan 1973'de hayata veda etti.

Picasso, yaşantısının son yıllarına dek aynı gençlik gücüne, aynı tazeliğe, aynı arayış gerilimine ve aynı sıcak tutkuya sahip olabilmiş bir sanatçı olarak da nitelenmektedir...
                       
Picasso, üyesi olduğu Komünist Parti tarafından Paris’te düzenlenecek Barış Kongresi için bir afiş yapması istendiğinde, bugün barışın simgesi olan güvercin resmini yapar. Ressamın 1949 yılında yaptığı bu çalışma Avrupa’nın bütün kentlerinin duvarlarını kaplar ve barışla ilgili değişmez sembollerden biri olur.






            [Arkas Sanat Merkezi, İzmir. 3 Ocak 2020]




*  *

Sesonline // Yaşam savunucusu, demokrat medya...
 Sesonline // Yaşam savunucusu, demokrat medya...
S e s o n l i n e





* * *